Osman Reşer'in Kabri

Güler Doğan Averbek (26 Mart 2023)

Bana göre biyografilerde iki istasyon çok önemli, incelemeye konu şahsın dünyaya geldiği yer ve kabri. Yurt dışında ve yurt içinde erişebildiğim her yerde Osmar Reşer’in izini sürmeye çalışıyorum. Dünyaya geldiği yerde bir ihtilaf yoktu: Stuttgart. Fakat Reşer’in nerede vefat ettiği ve nereye defnedildiği hakkında net bilgi yoktu. Bunu çalışmalarım arasında öncelikli görevlerden biri olarak addettim. Reşer’i konu edinerek görüştüğüm herkese onun kabrini sordum. Ufak tefek bazı hatıralar olmakla birlikte kabir yerini net olarak bilen yoktu.

Bundan dört yıl evvel yurt dışında görüştüğüm, Osman Reşer’i hayatta iken tanımışlardan birine de Reşer’in kabir yerini sordum. “Pera’da” dedi, heyecanlandım. “Müslüman mezarlığı mı, gayrimüslim mezarlığı mı?” diye sordum. Cevap çok rahatsız ediciydi: “İkisinin arasında bir yerde…” Bu cevap şüphesiz kinaye içeriyordu; Reşer’in hayat tarzı, inanışı bağlamında iğneleyici bir vurgu taşıyordu. Sonraları kabri Silivirkapı’da bulduğumu söylediğim bir büyüğüm de “Orada Musevi kabristanı mı var?” demişti.

Osman Reşer’in kabrinin 1972’deki hâli, Ayla König tarafından yaptırılmıştır.
Osman Reşer’in kabrinin 1972’deki hâli, Ayla König tarafından yaptırılmıştır.

2019’da yaz sonu Türkiye’ye döndüğümde Reşer’le ilgili hatıralarını derlemek üzere Ramazan Şeşen Hoca ile görüştüm. “Ben askerdeyken vefat etmiş, cenazesine katılamadım ama Merkezefendi’de medfun olduğunu biliyorum. Askerden döndükten sonra bir kere gittim, yerini tam olarak hatırlamıyorum.” dedi. Bu bilgi üzerine Mezarlıklar Müdürlüğü ile görüştüm, defalarca, sonuç yok. Veritabanından tarıyorum, sonuç yok. Kalktık, eşim ve o zaman 3 yaşında olan oğlumla Merkezefendi’ye gittik, cami haziresinden başladık, sıra sıra mezartaşlarını okuyoruz, yok yok. Fakat öyle bulunacağı da yok. Üç ay sürdü bu fiziki arama süreci. Merkezefendi, Kozlu, Silivrikapı, derken gittikçe sahile yaklaşıyoruz. Çocuk mezarlıkta bazen sıkılıyor, bazen korkuyor, ağlıyor. Bu arada hatıralara ve kayıtlara başvurmaya devam ediyorum. Görevlilerden defterleri taramalarını istirham ettim. Sağ olsunlar, kırmadılar. O bölgedeki kabristanların hepsinin kayıt defterlerine bakıldı. Fakat aradığımız isim ve soyisimde 1-2 aylık periyotta defnedilmiş kimse bulamıyorlar.

Bu aramalar esnasında mezarlıklar görevlilerinin bana ısrarla söyledikleri bir husus vardı. Yakın bir geçmişte bütün mezartaşlarının fotoğrafları çekilmiş, bunlar bir veritabanına aktarılmış ve ada, paftaları vs. gösterecek şekilde kabir sahiplerinin isimleri veritabanına girilmişti. Osman Reşer orada da yoktu. Bunun ne anlama geldiğini sorduğumda bana mezartaşının yüksek ihtimalle kırılmış olduğunu, bu yüzden fotoğrafının çekilemediğini söylediler. “Peki bu durumda mezarlığı gezerek kabri aramam fayda eder mi, diye sordum.” Mezartaşı kırılmışsa, yok olmuşsa kabri bulamayacağımı söylediler. Fakat “umut fakirin ekmeği”, ya bir hata yapıldıysa diye düşünerek aramaya devam ettim.

Bu süreçte başka bir görevlinin yardımıyla Silivrikapı Kabristanı’ndaki ofiste tutulan defterlerden birinde Osman Reşer’in defin izni kaydını bulduk, 27 Mart 1972’de öldüğü ve 28 Mart 1972’de defnedildiği, vefat ettiği adres vs. kayıtlı idi. Oysa vefat ettiği esnada yanı başında bulunduğunu söyleyen Ayla König’in (1918-1993) anlatımına göre Reşer’in ölümü 26 Mart 1972, geceyarısına doğru…

Osman Reşer’in kabrinin Ekim 2020’deki hâli.
Osman Reşer’in kabrinin Ekim 2020’deki hâli.

Artık kabristan belli idi: Silivrikapı. Fakat tam yeri yine bilinmiyor. Abdülbaki Gölpınarlı’nın da bir programda Osman Reşer’in Seyit Nizam’ın karşısında bir mezar yeri aldığını ve oraya gömülmeyi vasiyet ettiğini söylediğini buraya not edelim. Bu esnada Salih Tuğ ve Yusuf Ziya Kavakçı Hocalar ile görüştüm. Güzel haber, her ikisi de cenaze namazına ve defin işlemlerine iştirak etmişti. Hatta Salih Tuğ Hoca fiziki olarak bir tarif de veriyordu. Bir yandan Osman Reşer’in yaşayan en yakın akrabası Nicholas Rescher ile yazışmalarımı sürdürüyor ve kabir arama maceramı ona da anlatıyordum. Sağolsun o süreçte bana çok kıymetli iki fotoğraf lutfetti. Bunlar Osman Reşer’in vefatından sonra kabri yaptıran Ayla König tarafından çekilmiş ve kendisine gönderilmişti. O fotoğraflar da bana kabrin yeri hakkında bir fikir veriyordu. Kabri bulunca mıntıkanın çehresinin ne kadar değiştiğini anladım.

Artık kabri fiziki olarak arayışım bir seneyi bulmuştu. 2020 senesinin Ekim ayında son bir kez elimizdeki bilgilerle Silivrikapı Mezarlığı’na gittik, yine müdürlüğe göre en yakın kapıdan kabristana girdik, bakındık, artık yorulduğumuz ve aile fertlerimin sabrının tükenme noktasına geldiği bir anda elimdeki fotoğrafa benzeyen bir mezartaşı şeklini uzaktan seçtim, yazı okunmuyordu. Gözlerim oraya çivilenmiş şekilde doğrudan kabrin başına gittim ve nihayet… Osman Reşer’in kabrini bulmuştum. Mezar fiziken çok iyi hâlde sayılmasa da yakından yazısı okunabiliyordu, taşı yerinde idi. Farklı açılardan kabrin fotoğraflarını çektim. Bana bu yolda destek olan herkese güzel haberi verdim ve yeni fotoğrafları ilettim.

Osman Reşer’in kabrinin tadilat sonrasındaki vaziyeti.
Osman Reşer’in kabrinin tadilat sonrasındaki vaziyeti.

Kabri bulduğum esnada içimden geçenler şunlardı: “Müslümanlığı pek çok kişi tarafından kabul edilmeyen Osman Reşer’in aynen vasiyet ettiği gibi Seyit Nizam’ın karşısında, Müslüman kabristanında bir kabri vardı. Mezartaşına Rahman Suresi’nden iki ayet hakkedilmişti. Cenaze namazı Beyazıt Camii’nde Cerrahî Şeyhi Muzaffer Ozak tarafından kıldırılmış, kabir yeri yine Ozak tarafından alınmış, hatta kabre de Muzaffer Ozak tarafından indirilmişti. Keşke her Müslümanın ölüm sonrasında başına buna benzer şeyler gelseydi.”

Kabrin yıllardır ziyaret edilmediği belli idi. Zannediyorum en sadık ziyaretçisinin geldiği son sene 1993’tür. Zira Ayla König’in o senenin Ağustos ayında vefat ettiğini biliyoruz. Fiziki durumu çok iyi olmadığından kabri tamir ettirmek istedim. Bu konuyu Nicholas Rescher ile görüştüm, müsaadesini istedim. Masrafı kendisi karşılamak istedi. Mezarı tamir ettirmenin benim arzum olduğunu, kendisinden sadece müsaade talep ettiğimi ifade ettim. Sağolsun, rıza gösterdi. Geçen sene kendi bütçemize göre kabrin tamiratını yaptırdık, zaman içinde azalan toprağını da takviye ettirmiş olduk.

Kabri bulmadan evvel temin ettiğim fotoğraflarda dikkatimi çeken bir husus vardı. Ayetler hakkedilirken bir sehiv vâki olmuştu. Kabri bulduğumda aynı imlânın hâlen mevcut olduğunu, zaman içinde bir tashih yapılmadığını gördüm. Bunun için siyah ve beyaz renkte silinmez kalemler temin edip mermerin tadilatı yapıldıktan sonra sehiv olan yerleri bu kalemlerle tashih etmeye çalıştım.

Osman Reşer’i her şeyden önce İslâm yazmalarını gözden düştükleri bir dönemde devşirip bugüne kadar muhafaza altında kalmalarını sağladığı için rahmetle anıyorum. Kabri nur, mekânı cennet olsun.